Manhattan'da Yapılacak En İyi 20 Şey

New York'ta ne yapmalı ve ne görmeli diye düşündüğünüzde, aklınıza mutlaka Manhattan, ışıkları ve gökdelenleri gelir.

New York, birçok kişinin hayalini kurduğu bir destinasyon ve olanaklarla dolu büyük bir şehirdir. İlk kez mi ziyaret ediyorsunuz? Keşfedilecek o kadar çok şey var ki, seyahat programınızı çok farklı şekillerde düzenleyebilirsiniz. Bu şehrin hiçbir köşesini kaçırmamanız için, Manhattan'da mutlaka görülmesi gereken yerleri size anlatacağım.

Halk arasında "dünyanın en ünlü kolosesi" olarak bilinen Madison Square Garden, Manhattan'ın Midtown bölgesinde bulunan devasa bir kapalı stadyumdur. Beş katlı ve 20.000'den fazla seyirci kapasiteli bu stadyum, NBA'de Knicks ve NHL'de Rangers takımlarının "ev sahipliği" yaptığı yer olarak ünlüdür.

Madison Square Garden'da müzik etkinlikleri de düzenlenir (ve aslında dünyanın en iyi sanatçıları burada sahne almıştır), ancak New York ziyaretiniz sırasında bir NBA maçına gitmek istiyorsanız, New York Knicks'i kaçırmamalısınız. Karar verdiyseniz, New York'ta NBA biletlerini nasıl satın alacağınızı burada anlatacağım.

Daha çok bir buz hokeyi maçı izlemek istiyorsanız, New York Rangers'ı da izleyebilirsiniz.

Madison Square Garden'ı ziyaret etmenizi neden tavsiye ediyorum

Dediğim gibi, New York'a eğlenmek için gelin ve spor veya NBA'yi sevmeseniz bile, Amerika'da bir basketbol maçı izlemek müzik, dans, parti ve tabii ki sporun gerçek bir gösterisidir. Şapkanızı ve sosisli sandviçinizi hazırlayın ve ponpon kızların attığı tişörtlerden birini yakalamaya çalışın. Belki şanslıysanız, efsanevi "kiss-cam"de bile görünürsünüz!

New York'u ilk kez ziyaret ettiğimde, valizlerimi otelde bırakıp hemen metroya inip Times Square durağında indiğimizi hala hatırlıyorum. Gece olmuştu ve Büyük Elma'nın sokaklarıyla ilk temasım şöyle oldu: Times Square'in ışıklarının etkisi beni birkaç dakika boyunca büyüledi ve o anda bu şehrin sonsuza kadar en sevdiğim şehir olacağını anladım.

Times Meydanı'nda neler göreceksiniz

Noel'de Times Meydanı

Times Meydanı'nın yılın en önemli merkezi haline geldiği bir dönem varsa, o da Noel'dir (ki bu, New York'u ziyaret etmek için en iyi zamanlardan biridir). Meydan, ünlü Black Friday gecesi (her yıl Kasım ayının son Cuma günü) büyük kalabalıklarla hareketlenmeye başlar ve bu, Noel alışverişlerinin başlangıç sinyalini verir. Ayrıca, Noel arifesinden birkaç gün önce "Santa Convention" kutlanır: binlerce kostümlü "Noel Baba"nın katıldığı bir geçit töreni.

Times Meydanı'nı neden seviyorum

Manhattan'ı her ziyaret ettiğimde, gündüz ve gece oradan geçerim: New Yorkluların (her zaman aceleyle) geçip gitmesi, gökyüzüne uzanan ekranlara hayranlıkla bakan turistler ve onlarca kostümlü karakter, hot dog arabaları ve alışveriş yapan gençler. Times Meydanı'nda olduğunuzda, modern dünyanın merkezinde olduğunuzu bilirsiniz. Ah! Ve New York'un merkezini gece yorulmadan ve kaybolmadan görmek istiyorsanız, Manhattan gece otobüs turuna katılmanızı tavsiye ederim.

Büyük Elma'ya seyahatinizi planlarken bunu aklınızda tutmamış olabilirsiniz, ama burayı mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim ve nedenini de size anlatayım. Times Meydanı'ndan on dakikalık yürüme mesafesinde, 5. Cadde'nin ortasında ve Rockefeller Center'ın karşısında bulunan St. Patrick Katedrali, Kuzey Amerika'nın en büyük neo-gotik Katolik kilisesidir.

Görecekleriniz

Bu bina, sadece dış cephesiyle (beyaz mermer cephesi, çevresindeki gökdelenler arasında göze çarpıyor) değil, aynı zamanda içindeki iki orgla da çok özel bir yapıdır. Orglar, yaklaşık 10.000 tüpten oluşur ve her sezon Ekim ayından itibaren muhteşem müzik resitalleri düzenlenir.

Aziz Patrick Katedrali'nin içinde, Michelangelo'nun Roma'daki heykelinden üç kat daha büyük bir La Pietà heykeli görebilirsiniz. Ayrıca, ana org ve Aziz Louis ve Aziz Michael'ın mihrabının üzerindeki 8 metre çapındaki rozet penceresine de dikkat edin. New York'un en iyi İspanyolca turlarının çoğu burayı ziyaret eder.

St. Patrick Katedrali'ni neden seviyorum

Gökdelenler şehrine seyahat planlarken, modernliğin ve avangardizmin merkezinde bu kadar muhteşem bir klasik bina ile karşılaşacağınızı hayal bile edemezsiniz. Seyahatinizde ziyaret edeceğiniz diğer turistik yerlerle olan kontrast, New York'ta kelimenin tam anlamıyla her şeyin olduğunu gösterir.

New York'un çok ünlü Beşinci Cadde, Manhattan'ın kuzeyini ve güneyini birbirine bağlar ve şehrin en önemli arterlerinden biri ve aynı zamanda en pahalı caddelerinden biridir. Armani, Prada, Chanel veya Tiffany gibi Büyük Elma'nın en seçkin otelleri ve mağazalarına ev sahipliği yaptığı için "Milyonerler Caddesi" olarak bilinmesi boşuna değildir. Burada New York'ta satın alabileceğiniz en iyi şeylerden bazılarını bulabilirsiniz.

Beşinci Cadde'de

Beşinci Cadde'de
Seyahatiniz boyunca bu caddeden birkaç kez geçeceksiniz, ama izin verirseniz bir tavsiye vereyim, aceleyi bir kenara bırakın ve bir öğleden sonra vitrinleri seyrederek ve caddenin en ünlü mağazalarına girerek geçirin.

Central Park'ın çok yakınında Trump Tower ve oradan itibaren sayısız mağaza, alışveriş merkezi ve Empire State Building, St. Patrick Katedrali, Rockefeller Center, MET, Halk Kütüphanesi ve daha aşağıda New York'un ilk gökdeleni olan Flatiron Building gibi turistik yerler bulunmaktadır. Bu arada, New York'a gerçekten alışveriş için geldiyseniz, New York'un en iyi outlet mağazaları olan Woodbury Commons'ı kaçırmayın Woodbury Commons ve New York'taki Diğer Outlet Alışveriş Merkezleri Buraya, ulaşım ve bazı indirimler dahil bir gezi ile gidebilirsiniz.

En iyi beş mağaza ve vitrin

Beşinci Cadde'yi neden seviyorum

Alışveriş bağımlısı olduğum için bu konuda pek objektif olmadığımı kabul ediyorum, ancak Beşinci Cadde'nin benim sıralamamda yer almasının bir nedeni varsa, o da Manhattan'ın en ikonik caddelerinden biri olması, bir yerden bir yere giderken yön bulmak için önemli bir nokta olması ve bütçeniz ne olursa olsun alışveriş yapabileceğiniz (veya alışveriş hayalleri kurabilceğiniz) bir yer olmasıdır. Ayrıca, arka plandaki Central Park her zaman büyülü bir hava katıyor.

Beşinci Cadde'yi geride bırakıp 54. Cadde'ye girince, New York'un kaçırılmayacak müzesi MoMA'yı bulacaksınız. MoMA, modern sanat konusunda dünyanın en önemli müzesi ve New York'un en iyi müzelerinden biridir. Dalí, Van Gogh, Pablo Picasso veya Andy Warhol gibi çok tanınmış sanatçıların eserlerinin de aralarında bulunduğu geniş bir koleksiyona sahiptir.

Pratik bilgiler

MoMa'yı neden seviyorum

New York'ta birçok müze var, ancak MoMA en dinamik ve hafif olanlardan biri, bu da onu çocuklarla New York'a gitseniz bile son derece popüler bir cazibe merkezi haline getiriyor.

19., 20. ve 21. yüzyılların en temsilci sanat eserlerini görebilir ve modern sanat tarihinde bir dönüm noktası olan Andy Warhol'un en ünlü serilerini keşfedebilirsiniz. Diğer müzeleri de ziyaret etmeyi düşünüyorsanız, Guggenheim, MET Müzesi ve Doğa Tarihi Müzesi'ni göz önünde bulundurun.

New York'un ruhunun, silüetini çizen gökdelenlerde yattığı söylenebilir. Şehrin gözlem teraslarının listesi uzundur ( Empire State Building, One World Observatory, The Edge ve yeni Summit Vanderbilt'e de çıkabilirsiniz) ve her biri farklı ve benzersiz bir yönünü gösterir, ancak birçokları için (ve benim için de) Top of the Rock, New York'un tüm ihtişamını en büyüleyici panoramik manzarayı sunan en iyi gözlem terasıdır.

Favori, Top of the Rock

Top of the Rock gözlem noktası, Büyük Buhran sırasında Manhattan'ın Midtown bölgesinde inşa edilen, restoranlar, ofisler, mağazalar, tiyatrolar ve televizyon stüdyolarından oluşan devasa bir kompleks olan Rockefeller Center'da yer almaktadır. Top of the Rock'tan şehrin manzarası muhteşemdir: Central Park'ın harika bir panoramik manzarasını, Empire State'in mükemmel bir görüntüsünü ve uzaktan Downtown'ın (finans bölgesi) silüetini tüm ayrıntılarıyla görebilirsiniz.

Ayrıca, gözlem noktası oldukça geniştir ve açık havadadır, bu da yukarıda geçirdiğiniz zamanın daha da keyfini çıkarmanızı sağlar, acele etmeden, sıkışıklık ve kalabalık olmadan. Top of the Rock'a ulaşmak çok kolaydır ve oraya vardığınızda Top of the Rock yakınındaki en iyi restoranlarda yemek yiyebilirsiniz.

Neden Top of The Rock'ı tercih ediyorum

Top of the Rock'a çıkmak, New York seyahatimde beni en çok etkileyen deneyimlerden biriydi. Manhattan'ı kuşbakışı görmek için gökdelenleri yukarıdan izlemek şarttır ve diğer çatı katlarında barlar veya restoranlar olsa da, Top of the Rock'tan manzara eşsizdir. Bu arada, Top of the Rock'a gece de çıkabilirsiniz. Pişman olmayacaksınız, söz veriyorum!

Manhattan'a eğlenmek, her köşede sürprizlerle karşılaşmak ve mümkün olduğunca hayal kurmak için gelinir. Bunun için Broadway müzikalleri var, burada zamanın nasıl geçtiğini unutacaksınız (yaşınız ne olursa olsun!). Burada tiyatroyu sevmemeniz bir mazeret olamaz. Broadway'in büyüsü sizi etkileyecek ve ailenizle, arkadaşlarınızla veya partnerinizle gitseniz de ağzınızı açık bırakacak.

Tabii ki, istediğiniz tarihte en iyi koltukları ve gişeden daha iyi bir fiyatla garantilemek için biletlerinizi önceden rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederim. Böylece uzun kuyruklar beklemekten de kurtulursunuz.

En öne çıkan müzikaller:

Neden Broadway

Sadece kaldırımlarında yürümek ve parlak afişleri görmek bile, dünyaca ünlü bu gösterilerden birini izleme merakınızı uyandıracaktır. Muhtemelen dünyadaki en iyi müzikal izleme yeri burasıdır ve bence bu, hayatında(en az) bir kez yapılması gereken bir şeydir.

Grand Central Terminal, Manhattan'da görülmesi gereken en önemli tren istasyonu ve New York'un mimari hazinelerinden biridir. Bu sanat ve mühendislik harikası, 19. yüzyılda açılmıştır ve birçok dizi ve filmde görmüş olabilirsiniz. Yoğun saatlerde gerçek bir kavşak noktasıdır.

Ana holü, Main Concourse, gök kubbeyi andıran devasa bir tavan ve yıldız takımlarının freskleriyle süslenmiş olup, buradan tanıyabilirsiniz. İçeri girdiğinizde, üç büyük kemerli penceresini ve ikonik saatini, ayrıca 11 Eylül kurbanlarını anmak için asılan devasa Amerikan bayrağını da görebilirsiniz.

Grand Central Terminal'i neden seviyorum

Film ve dizi sever biri olarak, biraz garip gelebilir ama bu istasyonun ünlü salonunu çok görmek istiyordum. En yoğun saatinde görmek istiyorsanız, saat 5 civarında, yoğun saatlerde lobinin ortasına gitmenizi tavsiye ederim. Oradan hızla geçen milyonlarca New Yorkluyu görmek sizi hayrete düşürecek.

Grand Central Terminal'i ziyaretinizden yararlanarak, kafe ve restoranlarından birinde bir şeyler içebilirsiniz, ancak en ünlü ve eski olanı 1913'ten kalma "Oyster Bar"dır.

Central Park, Manhattan'ın ana akciğeri ve New York'un en büyük şehir parkı olsa da, Flatiron binasının yanındaki Beşinci Cadde'de, şehrin tüm ziyaretçileri tarafından bilinmeyen, gürültülü Midtown'ın ortasında bir sükunet vahası olan küçük bir park bulunmaktadır: Madison Square Park (bence New York'un en iyi parklarından biri).

Burada ofis çalışanlarının iş molası verdiği sıkça görülür ve ayrıca New Yorklular tarafından da sıkça ziyaret edilir, çünkü genellikle açık hava sergileri ve konserleri düzenlenir.

Bu arada, New York'ta dolaşmanın iyi bir yolu metrodır (hızlı ve ucuzdur), ancak New York sokaklarını başka bir açıdan görmek isterseniz, Manhattan'ı bisikletle gezmek harika bir fikirdir.

Madison Square Park'ta ne yapmalı veya ne görmeli

Parkta, Manhattan'da gezintiye çıktığınız günün ortasında mola verip çay, sandviç veya dondurma yiyebileceğiniz masa ve sandalyeler bulunan bir alan vardır. Ayrıca, ilk Shake Shack restoranı da burada bulunmaktadır, yani molanızı iyi bir hamburger, sosisli sandviç ve dev bir milkshake ile enerji depolamak için değerlendirebilirsiniz.

Madison Square Park'ı neden tavsiye ediyorum

Central Park'ı küçümsemek istemem (biliyorum, orayı da ziyaret edeceksiniz, çünkü mutlaka görülmesi gereken bir yer), ama Madison Square Park bana çok otantik geldi. Birçok turist burayı gözden kaçırıyor (ve inanın bana, bu da orayı daha da otantik yapıyor) ve burada yürüyüş yapmak veya çimlerde piknik yapmak, Manhattan'ı gezmekle geçen maraton gibi bir günün ardından dinlenmek için harika bir plan.

Midtown bölgesinden ayrılmadan önce, Amerika Birleşik Devletleri'nin en çok ziyaret edilen müzelerinden birini tavsiye etmeden edemem: New York Doğa Tarihi Müzesi, 19. yüzyılda kurulduğundan beri dünyanın en iyi bilim müzeleri listesinin başında yer almaktadır.

Evren, Dünya ve insan hakkında bilgi yaymaya adanmış bu müze, fosiller, mineraller ve hatta meteorlarla dolu önemli koleksiyonu sayesinde hem yetişkinlerin hem de çocukların ilgisini çeken Manhattan'ın en önemli turistik cazibe merkezlerinden biridir. Ailece New York'a seyahat ediyorsanız dikkate almanız gereken bir artı nokta.

Doğal Tarih Müzesi'ni neden seviyorum

Müzeleri çok sevdiğimi hiç söylememiş olsam da, Doğa Tarihi Müzesi'ni ziyaret etmenin çok keyifli ve şaşırtıcı olduğunu kabul ediyorum. Seyahatinizde harika bir ara verebilir ve Manhattan'da şimdiye kadar gördüklerinizden uzaklaşabilirsiniz. Aslında, sadece bir müzeyi ziyaret edecek vaktiniz varsa, kesinlikle burayı tavsiye ederim.

Manhattan'ı ziyaret ederken Harlem'i gezmek bir zorunluluktur. Şehrin bu bölgesi Afro-Amerikan topluluğuyla bağlantılıdır ve başlangıçta dans, resim ve müzik alanlarında etkileyici bir sanatsal canlılık yaşamıştır. Aslında, Ella Fitzgerald, Michael Jackson, Aretha Franklin ve James Brown gibi büyük şarkıcılar sanat kariyerlerine Harlem'de başlamıştır. Burada Harlem'de canlı müzik dinleyebileceğiniz en iyi yerleri bulabilirsiniz.

Harlem'de yapılacak şeyler

Müzik tutkunuysanız, Harlem kültürünü en iyi şekilde özümsemenin yolu, Harlem semtinde bir tur yapmaktır. Bu turda, semtin özgün atmosferini ve tarihi sokaklarını tanıyabilirsiniz. Hatta yerel bir kilisede bir gospel ayinine katılarak manevi bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Harlem'i neden seviyorum

New York, zıtlıkların şehri ve sadece Midtown ve Downtown'daki görkemli gökdelenlerle yetinirsek, şehrin büyük bir bölümünü keşfetme fırsatını kaçırmış oluruz. Harlem sadece Manhattan'ın bir mahallesi değil, aynı zamanda şehrin tarihinde köklü bir gelenek ve kültüre sahip bir topluluğun ruhu ve kalbidir. Harlem'deki kiliselerden birinde bir gospel ayinine katılmak, bu bölgeyi ziyaretinizin en güzel sonu olacaktır.

Adanın kuzeyini terk edip Manhattan'ın güneyine doğru seyahat edersek, New York'un Ground Zero bölgesinde 11 Eylül Anıtı'nı buluruz. Bu, New York'ta yapılacak en duygusal ziyaretlerden biridir. 2001'deki terörist saldırılarda hayatını kaybeden tüm kurbanlara saygı duruşunda bulunur ve duyguları yüzeye çıkararak gerçekten büyük bir etki bırakır.

Zona Zero'da

Gördükleriniz
İkiz Kulelerin bulunduğu yerde bugün Memorial Plaza yer almaktadır. Burası, tüm kurbanların isimlerinin yazılı olduğu bronz plakalarla çevrili, şelalelerle beslenen iki büyük çeşmeden oluşmaktadır.

Bu havuzlar yüzlerce meşe ağacıyla çevrilidir ve geçmişi hatırlamaya ve geleceğe umutla bakmaya davet eden bir huzur oasisini oluşturur. Ancak, bunların arasında trajediden sağ kurtulan tek ağaç olan "Hayatta Kalan Ağaç" adıyla anılan bir ağaç öne çıkmaktadır.

11 Eylül Anıtı'nı neden tavsiye ediyorum

Hepimiz, modern dünyayı değiştiren o korkunç 11 Eylül gününde olanları az ya da çok ayrıntılı olarak hatırlıyoruz. 11 Eylül Anıtı, bu trajedinin kurbanlarına duyulan hassas ve duyarlı bir saygı göstergesidir ve ayrıca enkazdan çıkarılan 10.000'den fazla nesneden oluşan bir koleksiyonun sergilendiği bir müzeye de sahiptir. Ziyaretle ilgili daha fazla ayrıntıyı 9/11 Anıtı ve Müzesi Biletler ve Turlar.

Manhattan'ın tam merkezinde bulunan finans bölgesi, muhtemelen New York'u en iyi temsil eden semttir. Devasa gökdelenlerin sıralandığı dar ve uzun caddeleri, gökyüzünü görmenizi neredeyse imkansız hale getirir ve Wall Street'te maraton gibi uzun çalışma günleri geçirenlerin yaşadığı telaş ve strese sizi de sürükler.

Finans Bölgesi'nde görülecek yerler

New York, farklı dinlerin, ırkların ve kültürlerin bir arada yaşadığı çok kültürlü bir şehirdir. Gospel ayinine katıldıktan sonra bu mistik deneyimi tamamlamak isterseniz, Chinatown'daki 133 Canal Street'te, New York'un en büyük Buda heykeli olan 5 metre yüksekliğindeki Mahayana Budist tapınağı bulunmaktadır.

Çin Mahallesi'nde görülecek ve yapılacak şeyler

• Budist tapınağının yanı sıra, Amerika'daki Çin Müzesi'ne girerek bu topluluğun Amerika Birleşik Devletleri'ndeki tarihini öğrenebilirsiniz.
• Ayrıca Chinatown'da en iyi fırsatları arayabilir ve her türlü ürünü çok uygun fiyatlarla satan dükkanları gezebilirsiniz.
• Huzurlu Columbus Park'ta yürüyüş yapabilirsiniz.

Chinatown'da yapabileceğiniz en iyi şeylerin bir listesini burada bulabilirsiniz, böylece hiçbir şeyi kaçırmazsınız.

Çin Mahallesi'ni neden seviyorum

New York'un en popüler semtlerinden biridir ve kişisel olarak buraya birkaç saatten fazla zaman ayırmasam da, yakınındaki SoHo veya Wall Street'ten tamamen farklı bir atmosferi hissetmek için sokaklarında dolaşmanızı şiddetle tavsiye ederim. Yine, bu bölge şehrin zıtlıklarını ve gerçekliğini temsil ediyor, bu yüzden Downtown'da gezintiye çıktığınızda burayı ziyaret etmekten çekinmeyin.

Ayrıca, Chinatown'daki en iyi restoranlarda şehrin en iyi Asya yemeklerini tatma fırsatını da kaçırmayın.

Fransa'nın Amerika Birleşik Devletleri'ne bağımsızlığının 100. yıl dönümü hediyesi olan bu heykel, ülkenin en ünlü anıtı ve özgürlük ve demokrasinin sembolü haline gelmiştir.

46 metre yüksekliğindeki Özgürlük Heykeli, Liberty Adası'nda bulunur ve feribotla ziyaret edilebilir. Bu deneyim, bu muhteşem heykeli yakından görebileceğiniz ve ayrıca denizden New York'un manzarasının tadını çıkarabileceğiniz için kesinlikle tavsiye edilir.

Bu deneyimi neden seviyorum

Özgürlük Anıtı'nı ziyaret etmek ( kaidesine ve hatta tacına çıkabilirsiniz) için feribotla Özgürlük Anıtı'na gitmeniz gerekir, bu da size Manhattan'ın muhteşem manzarasını sunar.

Finans bölgesinin silüeti mükemmel bir şekilde görülür ve ayrıca uzun yürüyüşlerden sonra biraz dinlenmenizi sağlayacak tamamen rahatlatıcı bir deneyimdir.

New York, en iyi cazın tadını çıkarmak için mükemmel bir sahne. 1920'lerin sonunda Chicago'nun en iyi müzisyenlerinin çoğu New York'a taşındığından beri, şehir kısa sürede cazın merkezi haline geldi. Bu müzik türünün neredeyse tüm önemli stilleri son yıllarda Büyük Elma'da ortaya çıktı ve ülkenin dört bir yanından müzisyenler buraya gelerek sahnelerde deneyim kazanıyor ve mümkün olan en yüksek seviyeye ulaşmaya çalışıyor.

Harlem'de

Harlem'de birçok kulüpte canlı müzik yapan gruplar vardır, ancak ikonik bir yere gitmek isterseniz **"Village Vanguard"**a gitmelisiniz . 1925 yılında kapılarını açmasına rağmen, o zamandan beri neredeyse hiç değişmemiştir ve bu da cazibesinin büyük bir kısmını oluşturur. Bu mekanın merdivenlerinden aşağı indiğinizde, konser sırasında bir şeyler içebileceğiniz küçük masalar ve burada çalmış olan çok sayıda müzisyenin fotoğraflarını göreceksiniz.

Times Meydanı

Manhattan'da görülmesi gereken diğer caz kulüpleri arasında, her gün caz, blues ve rock gibi farklı türlerde çalan çeşitli gruplarla tanınan "Iridium" bulunmaktadır. Times Meydanı'nın tam ortasında olduğu için, otelin bu bölgedeyse günü sonlandırmak için mükemmel bir seçenektir.

Times Square'in yakınında, uzun bir geçmişi olan bir başka caz kulübü olan "Birdland" bulunmaktadır. Adını popüler müzisyen Charlie Parker ve onun takma adı "Bird"den almıştır. Bu kulüp, özellikle 50'li ve 60'lı yıllarda New York'un caz tarihinin önemli bir parçasıdır. Günümüzde Birdland, yerleşik gruplarıyla ve Umbria Caz Festivali New York ve Django Reinhardt NY Yıllık Festivali gibi popüler etkinliklere ev sahipliği yapmasıyla tanınmaktadır.

Ayrıca, otantik bir New York gecesi yaşamak istiyorsanız, New York'un en iyi çatı barlarından birinde lezzetli bir kokteyl içmeyi unutmayın.

New York seyahatinizden bir hatıra almak istiyorsanız ve ayrıca alışverişe bayılıyorsanız, ajandanızda Macy's'e gitmek için zaman ayırmalısınız. Macy's, Manhattan'ın Midtown bölgesinde, "The Fashion District" olarak bilinen 34th Street'te bulunan dünyanın en büyük mağazasıdır.

New Yorkluların en popüler alışveriş mekanlarından biri olmasının yanı sıra, tarihi ve anekdotları da ziyaret etmeye değer. Örneğin, Noel döneminde bir mağazada çalışan ilk Noel Baba'nın 1862'de Macy's'te çalıştığını ve bu mağazanın 1924'te ilk Şükran Günü geçit törenini düzenlediğini biliyor muydunuz?

Bina, Tarihi Öneme Sahip Yapı ilan edilmiş ve turistlere tüm alışverişlerinde %10 indirim sunulmaktadır. Bu alışveriş merkezini nasıl gezmezsiniz?

Neden Macy's'i tavsiye ediyorum

Manhattan'daki diğer alışveriş merkezlerinin katı lüksünden uzak olan bu mağazada, her bütçeye uygun marka ve ürünler bulabilirsiniz. Ayrıca, her zaman özel indirimler bulabilirsiniz (Amerika Birleşik Devletleri dışından gelen gezginler için Tax Free politikasını kontrol etmeyi unutmayın). Noel'de New York'a seyahat ediyorsanız, Macy's ve dekorasyonu mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir.

Yeme ve içme, özellikle New York'un sonsuz mutfak olanakları nedeniyle, tatildeyken gezginlerin en sevdiği iki aktivitedir. Bu konuda bir rehber yazdım New York Şehrinde Yemek Yenecek 10 Yerbir rehber yazdım, ama iştahınızı açmak için Manhattan'daki favorilerimi şimdiden paylaşayım:

Hell's Kitchen'daki Gotham West Market

Times Square'in batısında, barlar ve restoranlarla dolu Hell's Kitchen semtinde, fast food zincirlerinin değil, daha özenli bir mutfak sunan restoranların yer aldığı, binanın zemin katındaki büyük bir salonda yer alan Gotham West Market adlı bir yemek salonu bulunmaktadır.

Gotham West Market oldukça sakin bir yer ve oldukça geniş bir menüye sahip (ramen, pizza, sandviç, taco, hamburger, krep vb.), bu nedenle New York'a grup halinde seyahat ediyorsanız yemek konusunda anlaşmakta sorun yaşamayacaksınız. Bu pazarda her şeyden biraz var.

Little Spain Pazarı

Manhattan'da görülecek bir başka seçenek de, Hudson Yards'ın modern semtinde, 10 Hudson Yards binasında bulunan, yeni açılan Little Spain pazarıdır. Bu gastronomi mekanı, prestijli şef José Andrés'in Ferrán ve Albert Adriá kardeşlerle işbirliği içinde, geleneksel İspanyol mutfağının lezzetlerine adanmıştır.

Little Spain, tapas, sandviçler, cocas, peynirler veya İspanyol şarapları gibi İspanyol mutfağının büyük klasiklerini tadabileceğiniz bir düzine tezgah sunmaktadır. Bu atıştırmalık mekanların yanı sıra, Mar, Leña ve Spanish Diner restoranları, İspanya dışında İspanyol mutfağının en iyilerini tadabileceğiniz açık hava alanlarıyla bu seçeneği tamamlamaktadır. Oradayken, yeni moda mahalle Hudson Yards'ı ziyaret etmekten de yararlanabilirsiniz.

Chelsea Market

Son olarak, Chelsea Market, New York'un en ünlü gastronomi pazarlarından biridir. Meatpacking District'te, Manhattan'ın batısını geçen eski bir demiryolu hattı üzerine inşa edilmiş bir şehir parkı olan High Line'ın yanında yer almaktadır.

Eski bir bisküvi fabrikası olan bu yer, eski endüstriyel tarzı, tuğla duvarları ve yüksek tavanları ile karakteristik bir kişiliğe sahip güzel bir pazara dönüştürülmüştür. Chelsea Market'te dolaşmak, sadece dekorasyonu nedeniyle değil, aynı zamanda burada dünyanın dört bir yanından gelen lezzetleri satın alabileceğiniz ve fast food tezgahlarından (suşi, taco, erişte, makarna veya pazarın spesiyalitesi olan deniz ürünleri) bir şeyler yiyebileceğiniz için de bir zevktir.

Ayrıca, Oreo kurabiyelerinin burada icat edildiğini biliyor muydunuz? Duvarlara bakın, çünkü her yer Oreo'ya atıfta bulunan yazılarla dolu!

Manhattan'da görülmesi gereken bir başka yer de Madame Tussauds Müzesi'dir, özellikle :::link|text=de New York'a çocuklarla seyahat ediyorsanız:::, çünkü dünyanın en iyi balmumu müzesi olarak kabul edilen bu müzede çok eğleneceklerdir.

Times Square'de bulunan müze, 2000 yılında kapılarını açarak sinema, müzik, televizyon, spor, politika vb. alanlardan ünlü kişilerin gerçekçi portrelerini sergilemeye başladı. Ziyaretçiler, sahne dekorlarında sergilenen bu balmumu heykellerle etkileşime girebiliyor.

Madame Tussauds'u neden sevdim

Madame Tussauds' da eğlenceli vakit geçirmek için her şey hazır.New York'taki Madame Tussauds'da ne görülmeli? King Kong (bu efsanevi ve vahşi maymunun heybetli animatronik figürüyle karşı karşıya kalacağınız), Marvel 4D Experience (Hulk, Kaptan Amerika, Thor veya Iron Man gibi süper kahramanlarla eğlenceli bir interaktif aktivite) veya Ghostbusters (kendi hayaletinizi yakalayabileceğiniz) gibi özel gösteriler var.

Beşinci Cadde'ye geri dönersek (söylemiştim, burası her şeyin merkezi), Halk Kütüphanesi'nin (veya Public Library) ünlü merdivenlerini göreceksiniz. Bu etkileyici üç katlı neoklasik bina, girişinde iki çeşme ve Sabır ve Güçlülük lakaplı iki aslanla süslenmiş mermer merdiveniyle dikkatinizi çekecektir.

İçinde üç milyondan fazla kitap barındırır ve kataloğunda Kristof Kolomb'un bir mektubu, William Shakespeare'in bazı el yazmaları, Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Bildirgesi'nin bir taslağı ve McGraw rotunda'da Gutenberg İncil'inin bir kopyası bulunur. Hiç de azımsanacak bir şey değil!

Halk Kütüphanesi'nin içinde görülecek yerler

Okuma salonları sizi doğrudan "Hayalet Avcıları", "Kahvaltı Elmasları" veya "Yarın" filmlerine götürecektir, çünkü bu filmlerin birçok sahnesi burada çekilmiştir. En ünlü salon, üçüncü kattaki Rose Reading Room'dur. Bu salon, büyüklüğü (bir futbol sahası kadar) ve sarkıt lambalar, masif meşe masalar ve tavandaki güzel fresklerle süslü gösterişli dekorasyonu ile dikkat çeker.

Public Library'yi neden seviyorum

Ücretsiz olması, en azından birkaç dakikalığına da olsa içeriye bir göz atmak ve içeriye girmek için bir teşvik olduğunu inkar etmeyeceğim. Bu kütüphane, tesadüf eseri değil, birçok filmin çekildiği bir mekandır. Kesinlikle, şimdiye kadar gördüğüm en iyi okuma salonu. Gürültülü Midtown'ın ortasında bu kadar sakin ve huzurlu bir yer bulmak inanılmaz görünüyor.