Lago di Como Yakınlarındaki En İyi Köyler

Como Gölü kıyıları, son derece güzel bir doğal ortam olmasının yanı sıra İtalya'nın en güzel köylerinden bazılarına da ev sahipliği yapmaktadır. Heybetli villaları ve kartpostalları aratmayan sokakları ve binalarıyla ünlü olan bölgenin köyleri, aynı zamanda Alp dağlarıyla desteklenen eşsiz bir göl kenarı ortamında yer almaktadır. Bu nedenle Milano'nun sunduğu her şeyi zaten görmüş olanlar için mükemmel bir ziyarettir.

Ziyaret edilmeye değer köylerin listesi çok geniştir ve bu nedenle bu yazıda benim ve birçok kişinin görüşüne göre bölgedeki en güzel on köyü listeledim. Nasıl ziyaret edileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, Milano'dan Como Gölü'ne yapılacak en iyi geziler ve bu makalede şehirden bölgeye nasıl gidileceği hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Bu listedeki ilk köy Lago Di Como'nun en önemli ve göle yapılacak her seyahatte mutlaka görülmesi gereken kasabalarından biridir.

Bunun nedeni ayrıcalıklı coğrafi konumudur. Göl ters bir "y" şeklindedir ve Bellagio gölün ortasındaki üç "bacağın" kesiştiği noktada yer alır, bu da onu bölgeye gelen ziyaretçiler için odak noktası haline getirir.

Dik sokakları, görkemli evleri, villaları ve tarihi merkezi de gölün en ünlü turistik kasabası olmasına katkıda bulunmaktadır.

Bu kasabayı ziyaretinizden en iyi şekilde yararlanmak için sokaklarını, göl kıyılarının bir kısmı boyunca uzanan güzel "Lungolago Europa" gezinti yolunu veya Bellagio'nun en kuzeyinde yer alan ve Como Gölü'nün en iyi panoramik manzaralarından birini sunan Spartivento noktasını keşfetmek için en az yarım güne ihtiyacınız olacaktır. Yaz aylarında çevredeki yapay plajlardan bazılarının da tadını çıkarabilirsiniz.

Varenna, Bellagio'nun hemen kuzeyinde yer alan küçük bir balıkçı köyüdür. Pek çok kişi bu köyü Como Gölü'ndeki köyler arasında en güzeli olarak göstermektedir ve bu sübjektif olsa da bu şekilde değerlendirilebilecek fazlasıyla meziyete sahiptir.

Sokaklarının ve evlerinin renkleri ve bol çiçekli dekorasyonu sayesinde çok pitoresk bir köydür. Aslında çok romantik bir yerdir ve başlıca cazibe merkezlerinden biri Paseo del Amor ya da İtalyanca adıyla "Passeggiata Degli Innamorati "dir. Bitki örtüsüyle kaplı bir yaya yolu ve rıhtımı şehrin tarihi merkezine bağlayan güzel bir göl manzarası.

Merkez , San Giorgio ve San Giovanni Battista Kilisesi' nin yanı sıra botanik bahçeleriyle ünlü Villa Monastero ve tüm gölün en iyi manzaralarından birini görebileceğiniz Vezio Kalesi ile cazibe merkezlerinden biridir. Şüphesiz görülmesi gereken bir yer.

Varenna'nın hemen karşı kıyısında Menaggio köyü yer almaktadır. Yaklaşık 3000 nüfuslu küçük bir kasabadır ancak büyüleyici köşelerle doludur.

Bu listedeki önceki iki kasaba ile birlikteLago Di Como'nun en turistik çekirdeğinin bir parçasıdır. Menaggio'nun merkezi iki bölüme ayrılmıştır. Santo Stefano Kilisesi veya Santa Marta Kilisesi gibi görülmeye değer birkaç kilise bulabileceğiniz üst kısım. Bu en tarihi kısımdır ve diğeri göl kenarındaki gezinti yeridir.

Kıyıya en yakın bölge, keyifli yürüyüşler yapmak veya göl manzarasının tadını çıkarırken bir gelato ile dinlenmek için mükemmeldir. Lüks otellerin yanındaki gezinti yolu boyunca, el sanatları veya lavanta satan tezgahlar bulmak da yaygındır.

Yaz aylarında serinletici bir yüzme için bir plaj da bulunmaktadır. Dinlendirici bir ziyaret için ideal bir kasaba ve birkaç günlük konaklama arıyorsanız kalmak için en iyi yerlerden biri.

Merak uyandıran Tremezzo, 2014 yılında Lenno, Ossuccio, Tremezzo ve Mezzegra kasabalarından birkaç topluluğun birleşmesinden doğan çok yeni bir yerdir.

Yakın geçmişine ve küçük boyutuna rağmen Tremezzo 'da keşfedilmeye değer birçok yer bulunmaktadır. Belki de en popüler olanı, kasabanın en büyük ve en göze çarpan binası olarak kolayca tanınabilen ve lüksü ve yazın yüzen yüzme havuzlarıyla göl genelinde ünlü olan Hotel Tremezzo'dur.

Tremezzo'nun hemen dışında, ancak yakınında Villa Carlota bulunmaktadır. Lago Di Como'daki sarayların ününün hakkını veren bu villa, 17. yüzyıldan kalma olup içinde aynı döneme ait birçok sanat eseri bulunmaktadır ve bahçeleri ziyaretçiler için popüler bir cazibe merkezidir.

Tremezzo aynı zamanda yürüyüşçüler için de iyi bir yerdir çünkü Tremezzo dağının eteklerinde yer alır ve sizi muhteşem manzaralarla ödüllendiren birkaç güzel ama zorlu rota sunar.

Brienno, gölün batı kıyısında, Nesso köyünün önünde yer alan neredeyse gizli bir köydür. Neredeyse saklı diyorum çünkü en küçük köylerden biri, aslında nüfusu sadece yaklaşık 500 kişi. Ancak özellikle sanatseverler için şiddetle tavsiye edilen bir yerdir. Köyün kökeni Ortaçağ'a dayanmaktadır ve mücevherleri Romanesk kökenli kiliseleridir.

En önemli iki kilise Aziz Nazarius ve Celso kiliseleridir. Her ikisi de Romanesk kökenlidir, ancak barok bir görünüme sahip olacak şekilde restore edilmiştir, içeride XIV. yüzyıldan kalma bazı güzel boyalı vitray pencerelere ve G.P. Recchi'nin on altıncı yüzyıldan kalma fresklerine hayran olabilirsiniz.

Bir diğer kilise ise, sadece çan kulesi neredeyse göle gömülmüş olan S. Vittore kilisesidir. Eğer fırsatınız olursa, Brienno'yu gece ziyaret edin, çünkü tüm şehir farklı renklerdeki binalarıyla ışıklandırılıyor ve bize hatırlanmaya değer bir kartpostal sunuyor.

Como şehrinin doğu kıyısı boyunca uzanan yolu takip ederek sadece 20 dakika sonra güzel Torno kasabasına ulaşacaksınız.

Bu kasaba bir zamanlar tekstil ticareti sayesinde Lago di Como bölgesinin en önemli yerlerinden biriydi ve bu durum binalarına da yansımıştır. Daha doğrusu 1522 yılında İspanyollar tarafından neredeyse yok edildiği için büyük binalarının kalıntılarında.

Ancak askeri binalarının kalıntıları, ana sembolü olan kale duvarının kalıntılarıyla kasabanın cazibesine katkıda bulunmaktadır. Torno aynı zamanda çok sayıda restoranı sayesinde bölgedeki en iyi gastronomik destinasyonlardan biridir. Birçoğunun göl manzaralı güzel terasları vardır.

Lago Di Como ile ilgili en çarpıcı şey lüks ve görkemli villalar ise, Cernobbio ziyaret edilecek en iyi köydür.

Başlangıçta mütevazı bir balıkçı köyü olan Cernobbio, büyük bir değişim geçirerek zenginler için Avrupa'nın en popüler lüks turizm merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Bunun en iyi örneği Villa del Este'dir. 1568'den kalma neoklasik bir saray olan bu otel, bugün Avrupa'nın en lüks otellerinden biridir ve birçok kez dünyanın en iyi oteli olarak kabul edilmiştir.

Bu otel çoğu insanın cebine uygun olmasa da, Cernobbio'nun sunabileceği başka pek çok cazibesi vardır. Kasaba, "La Riva" olarak bilinen güzel bir tarihi merkeze ve aynı derecede güzel bir göl kenarı gezinti yoluna sahiptir.

Cernobbio ayrıca göle ana erişim noktası olan Como kasabasının hemen yanındadır ve burayı ziyaret etmek son derece uygundur.

Görülecek o kadar çok köy varken, bazılarının unutulması kolaydır. Nesso'da durum böyledir, ancak bu küçük köy bence Como Gölü'nün en güzel ve en özel köşelerinden birine sahip olduğu için küçümsenmemelidir.

Bu köşe, iki derenin güzel bir şelale ile göle aktığı çok dar bir kanyonu geçen küçük bir ortaçağ köprüsü olan Ponte della Civera olarak bilinir.

Bu büyülü küçük köşenin yanı sıra, köy, bazıları bitki örtüsüyle kaplı renkli cepheleri sayesinde çok güzeldir. Daha az turistik olmasının en büyük avantajı, Nesso'yu diğer daha turistik köylerin olağan kalabalığı olmadan keşfedebilmenizdir. Lago Di Como'nun gizli mücevheri olarak görülmesi boşuna değildir.

Cernobbio'nun biraz daha kuzeyinde Moltrasio yer almaktadır. Burası gölün en "doğal" köylerinden biridir ve doğal diyorum çünkü bu bölge çok sayıda yeşil alana sahiptir ve gölden bakıldığında bile bir ormanın içinde kaybolmuş gibi görünmektedir.

Aynı zamanda gölün yollarından bazı sanat eserlerine kadar her şeyin yapımında kullanılan gri taş gibi kaynakların da kaynağıdır.

Moltrasio , yöresel ürünler pazarı ve Passalacqua villası ile ünlüdür. Passalacqua, Como Gölü'nde giriş ücreti karşılığında ziyaret edilebilecek en iyi villalardan biridir. Göl kenarındaki villa, güzel bahçelerinden içindeki muhteşem odalara kadar hemen hemen her yerde ziyaret edilebilir.

Moltrasio'da su rekreasyonu da yaygındır ve tekne turları ve su sporları sunan birçok şirket vardır. Lago Di Como'yu çok ilginç bir destinasyon haline getiren bir karışım.

Bu listenin son sırasında, ancak daha az alakalı veya güzel olmayan Ossuccio ve Lenno köyleri yer almaktadır. Bu iki komşu kasaba, her ikisinin de büyümesi nedeniyle neredeyse tek bir kasaba haline geldiği için onları birlikte dahil ediyorum.

Bu iki köyde sinema alanları var. "Sinemasal" diyorum çünkü bunlardan biri Star Wars ya da James Bond gibi ünlü filmlerin seti olmuştur. Bu yer, iki köyün ortasında küçük bir yarımadanın ucundaki Balbianello köyüdür.

Bu film mekânı ziyaret edilebilir ve giriş ücreti 20 Avro civarında biraz pahalı olsa da, bundan daha güzel bahçeler ve daha güzel bir villa görebileceğiniz çok az yer olduğu için görülmeye değerdir.

Bu köylerin Ossuccio ile bağlantılı diğer büyük cazibe merkezi ise Sacro Monte di Ossuccio'dur. Bu kutsal alan, her iki köyü de barındıran dağdaki bir kayalıkta yer almaktadır ve Unesco tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilen Piedmont ve Lombardiya'nın Kutsal Dağları olarak bilinen grubun bir parçasıdır.

Bu iki noktanın yanı sıra, Ossuccio ve Lenno köyleri, bu listedeki tüm köyler gibi, özellikle Como Gölü kıyısındaki iskeleler ve gezinti yerleri boyunca sokaklarında dolaşmak için zaman ayıracak kadar büyüleyicidir.