Sevilla Maria Luisa Parkı ve Plaza de España tur

Bu yürüyüş turu yaklaşık 2 saat sürmekte ve Sevilla'nın yakın tarihindeki en önemli olaylardan biri olan 1929 İbero-Amerikan Sergisi ile bağlantılı noktalara dokunmaktadır. Uzman bir rehber size geçen yüzyılın başında şehrin çehresini değiştiren büyük dönüşümleri anlatacaktır. Tur, Avenida de María Luisa üzerindeki Glorieta de San Diego çeşmesinden başlıyor.

Sevilla'nın ve İbero-Amerikan Sergisi'nin tartışmasız sembolü, Rönesans ve neo-Mağribi unsurları birleştiren mimari bir mücevher olan Plaza de España'dır. Güzelliğiyle birleşen ihtişamı kimseyi kayıtsız bırakmaz: 50.000 metrekarelik bir alanı kaplar, yarım daire şeklindedir ve farklı İspanyol vilayetlerine adanmış çinilerle süslenmiştir. Bir diğer çarpıcı ayrıntı ise binaya paralel uzanan ve dört köprü ile geçilen kanaldır.

Plaza de España, Sevilla için Gaudí'nin Barselona için olduğu kadar önemli bir mimar olan Aníbal González tarafından tasarlanmıştır. Bu kentsel alan, çekiciliği sayesinde Game of Thrones, Lawrence of Arabia ve Star Wars II - Attack of the Clones gibi film ve dizilere sahne olmuştur.

Sadece kısa bir mesafede görülmesi gereken bir başka yer daha var: Maria Luisa Parkı. Rehber size 1893 yılında şehre bağışlanan San Telmo Sarayı'nın bahçelerinden oluşturulan bu yeşil alanın doğuşunu anlatacaktır. Bugünkü görünümünü Fransız mühendis Forestier'e borçludur; onun çalışmaları sayesinde Isleta de los Pájaros, Monte Gurugú veya Glorieta de Bécquer gibi pitoresk köşeleri hayranlıkla seyredebiliriz.

María Luisa Parkı'nın içinde güzel Plaza de América yer almaktadır. Dikdörtgen şeklindedir ve sanatçı Juan Ramón Lafita tarafından 1964 yılında yaratılan altı çeşmeye ev sahipliği yapmaktadır. Alan, farklı mimari tarzlara sahip üç ikonik bina ile sınırlandırılmıştır: Popüler Sanatlar ve Gelenekler Müzesi (Mudejar), Kraliyet Köşkü (Gotik) ve Arkeoloji Müzesi (Rönesans).